Geçtiğimiz
yıl yayıncılık sektörüne katılan Heretik Yayınevi, mayıs ayında çıkardığı tazecik
üç kitap ile okuyucuyla selamlaştı. Manifestolarında “sadece
sosyal ve doğa bilimlerinde değil, edebiyatta, sanatta ve her türlü kültürel
yaratım alanlarında, çatlaklardan sızan eleştirinin beşiği olmayı” şiar edindiğini
belirten Heretik, mevcut kitaplarıyla sosyal bilimler alanındaki, -özellikle de
sosyoloji- yayınlarında mevcut bir gediği dolduracağa benziyor. Yayınevinin
kurucusu ve Pierre Bourdieu – Seçilmiş
Metinler (Choses dites)’i Türkçe söyleyen (kendisi “çevirmen” yerine Can
Yücel’den “Türkçe söyleyen” ifadesini ödünç almayı tercih etmiş) Levent Ünsaldı
aynı zamanda Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde akademisyen. Hal böyle
olunca yayınevi politikası ve tercihlerinin de soysal bilimlerden yana olması
hiç şaşırtmıyor.
Türkçedeki Bourdieu (1930-2002) çevirilerinin vahameti,
okurları tarafından sıkça dile getirilen ve şikâyetçi olunan bir gerçektir. Bir
diğer sıkıntı ise, Bourdieu’nün çevrilmeyi bekleyen pek çok önemli eserinin
yıllardır kimse tarafından fark edilmemiş veya mesai harcanmaya değer
görülmemiş olmasıdır. Gerek Fransızca çevirilerinin zorluğu, gerekse sosyologun
uzun ve satırlar boyu süren cümlelerinin karmaşıklığı Bourdieu ve onun kavramlarıyla
çalışanların Türkçe kaynaktan yoksun kalmasıyla sonuçlanmıştır. Bu nedenle Heretik’in, yayın hayatına yeni giriş
yapmasına rağmen geniş bir külliyatı omuzlamayı seçmesi başta öğrenciler ve
akademisyenler olmak üzere, bütün sosyal bilimciler için ışık vaat eden bir
atılımdır.
“Mirasçılar”, “Yeniden Üretim” ve “Pratik Duygusu”
gibi kitapların da çevrilmeyi bekleyenler arasında yer aldığı “Pierre Bourdieu
Dizisi”nin ilk kitabı Seçilmiş Metinler, Bourdieu’nün
bizzat kendisi tarafından seçilen sunum, mülakat, konferans veya tebliğ metinlerinden
oluşuyor. Dolayısıyla kitap, hem Bourdieu sosyolojisi ve kavramlarına bir
giriş, hem de onu hazmetme niteliği taşıyor. Zira yazara yöneltilen sorular ve
bu sorulara verdiği cevapların da yer aldığı kitap yazarın kavramsal araçlarını
ve fikriyatını anlamak için oldukça elverişli bir kaynak sunmasının yanında,
kendisine yöneltilen/yöneltilebilecek mevcut ve olası sorular ve suçlamalar
karşısında özgürce savunma yapabilmesinin de önünü açıyor.
“Güzergâh”, “Karşılaşmalar”, “Açılımlar” başlıkları
altında üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümü soru-cevaplar eşliğinde Pierre
Bourdieu’nün öğrencilik yıllarına ve sosyoloji ve bilim anlayışını
şekillendiren süreçlere değinirken, 50’li ve 60’lı yılların Fransa’daki
sosyoloji geleneğinin de bir fotoğrafını sunuyor. İlerleyen bölümler ise,
yazarın teorik yaklaşımı doğrultusunda alan, sermaye, habitus, güzergâh,
illusio, doxa, sembolik şiddet gibi temel kavramları aracılığıyla bilim,
siyaset, kültür ve din alanına dair ayrıntılı görüşlerine odaklanıyor.
Hayatının büyük bir bölümünü saha çalışmalarına
ayırarak teori ve pratik arasında birbirini besleyen bir köprü kurmaya çalışan
Bourdieu bu tutumunu Seçilmiş Metinler’de
de sürdürüyor. Köylüler, sanatçılar, işverenler, toplumsal sınıflar, eğitim
sistemi, müzeler ve spor gibi pek çok çeşitli alanda araştırma yapan ve kitaplarında
araştırma bulgularına detaylı bir şekilde yer veren yazarın, Seçilmiş Metinler’e bakıldığında diyaloglarında
da araştırmalarından ve gündelik hayattan örneklere başvurarak dinleyiciler
–dolayısıyla okur- için fikirlerini açık ve anlaşılır kıldığı görülüyor. Ayrıca,
Türkçe söyleyen Ünsaldı’nın sayfa altlarında yer alan çeviri notları da her
türden okuyucu için kılavuzluk görevi taşıyor.
* Agos Kirk/Kitap, Temmuz 2013
Yorumlar
Yorum Gönder