Ayrıntı Yayınları, ünlü Amerikan yazar Hubert Selby JR.’ın
romanlarını edebiyatımıza kazandırmaya devam ediyor. Bugüne kadar yazdığı
romanlarla kült isimler arasında üst sıralara yükselen ve daha önce yine aynı
yayınevinden çevrilen iki kitabıyla – Brooklyn’e
Son Çıkış ve Bir Düş İçin Ağıt –
kendi özgün okur kitlesini yaratmış yazar, İblis
(“The Demon”) ile bir kez daha oldukça rahatsız edecek ve okurda kara delik
oluşturacak bir romanla karşımıza çıkıyor.
Romanlarında her zaman, sistemin dayattığı normların dışında
kalan kahramanlara yer veren Selby, gündelik hayatta steril yaşam alanlarımızda
karşılaşmaktan korktuğumuz ve temas etmekten çekindiğimiz ayyaşlar, fahişeler,
travestiler, uyuşturucu bağımlıları, eşcinseller gibi, sistemin çepere ittiği
ve toplumun “sapkın” olarak damgaladığı kesimlerin dünyasına okuru zorla
sokarak bir anlamda toplumsal ve ahlaki kabullerimize tecavüz eder ve
konforumuzu kaçırır. Üstelik bunu en naif biçimde, edebiyatın sağladığı
olanakları kullanarak, dilde yeni biçemler yaratarak başarır.
Daha önceki iki romanında, yeraltı tabakasındaki hayatlara
mercek tutan yazar, bu defa İblis’te
toplumun kaymaklı tabakasındaki Harry White’ın ve onunla birlikte tüketim
toplumundaki bireyin hedonistliğine, doyumsuzca ve ne istediğini bilmez bir
şekilde elindekini mahvetme üzerine kurulu hayatına şahit ediyor bizleri.
Selby’ın üç romanında da ana karakterlerinin soyadları
farklıyken isimlerinin Harry olması dikkat çekiyor. Brooklyn’e Son Çıkış’ın ana kahramanı Harry Black, işçi sınıfına
mensuptur ve sınıfsal konumunu değiştirmek için herhangi bir girişimde
bulunmaz. 2000 yılında sinemaya uyarlanan ve ülkemizde de gösterime giren Bir Düş İçin Ağıt’ın Harry Goldfarb’ı, bulunduğu
yerden kurtulmak ve yükselmek uğruna bütün hayatını ortaya koyar. İblis’te ise Goldfarb’ın aksine, yokluktan
varlığa ulaşan ve istediği her şeyi elde eden beyaz yakalı White’ın yokluğa
geri dönüşünün hikâyesini okuruz.
Brooklyn’de mavi-yakalı bir işçi olarak hayatını sürdüren
genç, cazibeli, akıllı ve iyi görünüşlü Harry, içindeki arzu itkisini evli
kadınları baştan çıkarıp onlarla birlikte olarak doldurmayı dener. Bu tutkusu sebebiyle
arkadaşları tarafından “Aşık Harry” olarak anılır. Bir türlü tatmin edilemeyen
haz tutkusunun yavaş yavaş tehlikeli hale geldiğini ve kendisini yıkıma
sürüklediğini fark eden Harry, libidosunu işine kanalize ederek bir anda hayal
dahi edemeyeceği kadar zenginleşir, kariyerinde yükselir, iyi bir eve sahip
olur. Tüm bu mükemmellik tablosu büyük bir aşk ve iki çocukla tamamlanmış
gözükmektedir. Yazar, Harry Black’i şehrin aşağı yakasından, Brooklyn’den alıp
yukarı yakasına, Westchester’a taşıyarak Harry White’a dönüştürür adeta. Ancak
elde ettikleri çoğaldıkça Harry’nin içindeki huzursuzluk da büyür. Dışında ve
içindeki iblis, bir dış güç gibi onu yönetmeye başlar. Aşık Harry’den İblis’e
geçişte değişmeyen bir şey vardır: Hayatındaki anlamsızlıktan kurtulma ve onu
içine alan boşluğu doldurma çırpınışları.
Ya sevilen ya nefret edilen Hubert Selby, diğer romanlarında
olduğu gibi bu romanında da okuru nötr bırakmamayı sürdürüyor. Onun ve
karakterlerinin dünyasında tekinsizlik hali bir şekilde hep sabit, yalnızca
şiddetin ve ahlak dışılığın biçimi değişiyor. Yazar, İblis’te, olağanüstü bir
açıklıkla roman karakterinin seçimleri ve zihnini zapturapt altına alan
düşünceleri üzerinden oluşabilecek yargılarını yıkıyor okurun. Okurken bir
yandan öfkelendirirken bir yandan da herhangi bir yargıda bulunmamak adına
kendimizi bastırmamızı başarıyor, zira hep bir günah keçisi imdat kolu gibi
bekliyor Harry White’ın yanı başında.
Amerikan Rüyasına ağır eleştiriler getiren Selby, Harry
White ile, içinde durmak bilmeyen mahvetme dürtüsüyle yaşamaya/ölmeye çalışan
üst düzey bir başarı örneği üzerinden kapitalizmle içi boşalan değerleri ve
insanın karanlık doğasını irdeliyor. Hayatta elde edilebilecek her şeye
sahipken yine de bir şekilde mutlu olamama ve sürekli bir huzursuzluk hali
modern bireyin en büyük açmazlarından biri aslında. Harry’yi bu kadar gerçekçi
yapan unsurlardan en önemlisi de belki bu ortak çıkmaz. Onu bizden tamamen
farklı gibi gösteren kaçış çizgileri ise aslında zannettiğimizden daha silik.
* 8 Ocak 2014 tarihinde SoL Kitap'ta yayınlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder