Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Durdu Her Şey

Durdu her şey. Güneş doğmadı, güneş batmadı. Deniz dalgalanmadı. Dalgalar kıyıya vurmadı. Ağaçlar dallanmadı. Dallar yaprak salmadı. Gözler açılmadı, gözler kapanmadı. Rüzgar esmedi. Vapur düdükleri ötmedi. Trenler raylarda gitmedi. Otobüsler gelmedi. Şarkılar bestelenmedi. Romanların sonu gelmedi. Kepenkler yukarı çekilmedi. Geçmiş geçmedi. Gelecek gelmedi. Mürekkepler yenilenmedi. Mektuplar adrese gitmedi. Kuşlar vik viklemedi. Balıklar yüzmedi. Sen gelmedin ve sen gitmedin ve sen bilmedin.. Kimse bilmedi. Kimse görmedi. Kimse sormadı. Kimse duymadı. Kimse okumadı. Ben yazmadım. Sen söylemedin. Sevmeyi bilmedi. Sevmeyi beceremedi. Bencildi. Kaçmak güzeldi. Gidince biterdi. Bitmedi. Biri hep bekledi. Biri vazgeçti. Biri çekip gitti. Biri silmedi. Sözler uçup gitti.  Zaman geçmedi. Ve yine sen gelmedin. Sen hiç gelmedin. Birileri geldi geçti. Kimileri geldi geçecek. Sen yine gelmedin. Ama sen hiç gitmedin.. Hiç izin vermedin. Hiç bitmedin.. Cansu K.

Net

Ben hayatı “sek” yaşamayı seçiyorum. Senin, öbürünün ve diğer bir çoklarının aksine. Ben içimi yakmaktan korkmuyorum. Yumuşatmak için sert darbeleri uğraşmıyorum. Mutsuzluklara sahte sevinçler katmıyorum. Bulanıklaştırmıyorum. Ne olduğunu ya da ne olamadığını görüyorum. Ben sizin aksinize çırpınmıyorum dayanılır kılmak için hayatı. Sert gelenleri de kabullenmeye çalışıyorum. Katı bir kütle gibi gelişini bekliyorum ve en saf, en katışıksız halini seviyorum belki de sırf masumluğundan. Süslemiyorum, parlatmaya çalışmıyorum yaldızsız duygularımı. Kendimi kandırmıyorum. Duyuyorum içimde atan nabzı. Neyi soluduğumu ve neyi sindirdiğimi biliyorum. Kanıma karışan nefret kadar aşkı da ölçebiliyorum. Karanlıktan göz kırpan ışığı fark ettiğimde karşısında dikilebiliyorum. Ben söndürmüyorum ışıklarını odamın. Yokmuşum gibi yapmıyorum. Saklanmıyorum; ama şu an, şimdi olduğu için. Görünmekten, fark edilmekten hoşlandığımı da söylemiyorum. Evet, ben de gizleniyorum ama bazen, korkuyorum yorganları

Lulabay: Bir Cihangir ya da Yer Değiştirmenin Hikâyesi

Geçen yıl ilk kez 18. İstanbul Tiyatro Festival’inde  ‘Yeni Dalga’ kapsamında  seyirciyle buluşan Lulabay,  bu yıl Demet Evgar öncülüğünde kurulan Pangar  Tiyatro’su bünyesinde ‘Black Box’taki yerini aldı. Aslıhan Erguvan’ın yazıp yönettiği minimal bir taşınma hikâyesi olan Lulabay, sezonun ilk gösterimini Kumbaracı 50’de gerçekleştirdi. Geçen yıldan farklı olarak bu yıl oyunun süresi 80 dakikadan 65 dakika’ya inmiş. Ayrıca oyuncu kadrosunda Nesrin Cavadzade yerine Aslıhan Erguvan’ı görüyoruz. Lulabay, Aslıhan’ın yazdığı ilk, yönettiği ise ikinci oyun. Yönetmenliğe ilk adımı 2011 yılında Volt Tiyatrosu’nun ortaya koyduğu “Tilt” adlı oyunla atan genç tiyatrocu, yeteneğini ikinci kez Lulabay’da sergileme imkânı buluyor. Yine bir farkla: Bu kez Pangar Tiyatro bünyesinde. Yeni oyuna ev sahipliği yapan ise Altıdan Sonra Tiyatro’nun kutu sahnesi Kumbaracı 50. Işıklar kapanıyor, oyuna geç kalmış seyirci edasıyla oyuncular sahneye geliyor ve Lulabay (ya da Lullaby), adına yakışır b